Ayrıca insanlar gerçekten kendilerinin boktan şeyler yaşadığına inanmak istiyorlar. Hani "mutlu olmak istiyorum ben. HEYO" falan yalan hep. Herkes boktan şeyler yaşamak ister. HERKES. İçten içe bilirsin çünkü bir anda düşündüğün gibi mutlu olamayacağını. Aklındaki şeyleri gerçekleştirsen bile mutlu olamayacağını bilirsin. Sadece kötü şeyler yaşamış olmayı kabullenirsin ki insanlara anlattığında bir ortak bağ kurabilesin. Evet bu derecede asosyalsin.Öyle ki, toplum kavramından son derece uzak, boktan seçmeli kararlar vermek zorunda olan, küfürlerin az kalacağı kadar şeffaf bir şerefsizliktir insan olmak.
Kötü şeyler yaşadığına inanırsan kendine daha şefkatli davranırsın.
Kötü şeyler yaşadığına inandırırsan kendine daha şefkatli davrandırırsın.
Başka türlü prim yapamıyor insanevladı. ÇOK KÖTÜYÜZ o yüzden birbirimizi çok seviyoruz. Ama ben böyle olduğumuz için topumuzun üstüne benzin döküp yakalım demiyorum. Bunu bu şekilde ayarlayan yetkili mercilere benim lafım aslında. O laf da baya baya uzun, dolambaçlı yolları, gizli kapaklı iş çevirmeleri olan, baya ot bok börtü böcek ve isviçre ulusal hayvanat bahçesi sakinlerinin aksiyonlarını barındıran bir laf...
Ama halen daha tüm insanlık olarak el ele tutuşsak, kıvılcımlar alsa yürüse. Baya bariz bir is kokusu kalırdı arkamızda. Bir eser bırakamadık derdimiz de olmazdı. Gerçi olanın da annesinin aklına karpuz kabuğu soksunlar, gerisini komple sana soksunlar.
~Kabil
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
BOK AT!