14 Ağustos 2012 Salı

AntOath

Karıncaya bakıp "yok aman üstüne basmayayım" derken aslen acıma duygusu mu bu, üzülme dikkat etme hissi mi yoksa kendini üstün varlık olarak sorumlu ve karar veren olarak görme güdüsü mü?

Ortamda bir şey konuşuluyor, bu seninle ilgili olmak zorunda değil mi? Biri dolaylı yoldan bazı şeyler kastediyor, kesinlikle senin o sikik varlığının üzerine düşen bir taştır değil mi?

Senin egonu sikeyim ben. İnsan değilsin sen, insan üstü bir varlıksın di mi? Siktir git ordan kurbağa götlü embesil. Vıraklamayı da kes artık lütfen...



~Kabil

13 Ağustos 2012 Pazartesi

evo8

Olmak istediğin kişi, varolabilecek biri değil. Senin hayal dünyanda yaşadığın o "benim kendim" dediğin rezalet varlık gerçek dünyada hayatta kalabilecek bir şey değil ne yazık ki çünkü hayat senin olduğun kişiye uygun değil. Olmayacak da. Alış, uyum sağla, evrim geçir, değiş, kabullen, sev, terket, siktir et, tekrar başla. 

Merhaba ben kim olduğumu bilmiyorum ama müthiş bir rutinim var de. Ben harika para yapıyorum de. Müthiş salak bir işim ve sikik mesai vakitlerim var ama yine de iyi kazanıyorum de. Sat, ruhunu da, benliğini de, istediklerini de, prensiplerini de, kendini de sat. Sat ki daha iyisiyle değiştirebilesin.

Seni sen yapan her şeyinin, tamamen gerçekliğe uygun olması gerekiyor ki, kabul göresin. Sen kabul ettikçe benim de sana olan niyetlerim değişiyor. Gergedanlarla aran nasıldır? Çünkü gergedanların bu gerçeklik kavramıyla arası pek neşelidir...



~Kabil

Tic Away

NASILSINIZ? 

Tüm kaybolan, ölen, siktir olup giden arkadaşlarım?

~Kabil

8 Ağustos 2012 Çarşamba

Zappin Trippin

Aynaya baktığında nasıl göründüğüne şaşırdığın oluyor mu? Ama demek istediğim "bu ne hal amına koyayım saç baş dağılmış" değil. Demek istediğim kendi kendine yabancı gözüktüğün oluyor mu? Peki hiç düşündün mü aslında kendini yaşamadığından olabileceğini? 
Algılanabilen kişilik dediğin şey budur işte, kıyafettir. Götüne geçirdiğin dondur, pantolondur. Sadece dışarıdan nasıl gözüktüğündür ve aslında asla sen değildir. Herkes korkar kendi içindekilerden, bilinçaltından, karanlıktan ya da çok düşünmekten. Kör kalmaktan ya da. Zihninle yani kendi kendinle baş başa kalmak gerçekten korkutucu bir deneyim olabilir çoğu kişi için. Nedeni ise çok basit, o bir kenara siktir etmeye uğraştığın bilinçaltın, o herkesten saklamaya özen gösterdiğin kendin seninle orada yüzleşmek için bekliyor olacak. Peki neden bu kadar esirgiyorsun kendi varlığını? Benliğinden bu kadar mı utanıyorsun? Gübre kadar değeri olmayan, parçalanmış kelimeler ve cümleler havuzundan oluşan bir şey mi senin içinde nasıl biri olduğun?
Sen nasıl gözükmek istiyorsan öyle göstermeye çalışıyorsun. Bu sen olmasan da, sana yakın olsa da, zerre sikim alakası olmasa da bunu bu şekilde yapıyorsun. Her gün bana ve kendine tonla yalan söyleyip işi daha da yokuşa koşuyorsun.
Herkes bunu yapıyor.
Herkes korkuyor.

Herkes aslında hiçbir zaman istediği kişi olamıyor. Sadece kırıntılarını üzerine serperek onu taklit edebiliyor. Acizce değil mi peki bu? Bireyin kendi varoluşu bu kadar mı yetersiz olur bir ırk için? Hataları çok olan bu kadar şerefsiz başka bir ırk var mı peki? Kendini istediği şekilde görebilmek için sayısız yalanlarla yaşayan, olmayan arkadaşlarıyla, hiç sallamadığı insanlarla takılan bir birey ne kadar yaşıyordur? Ne kadar kurgudur?
Yaşam kurgu değildir.
Senin yaşadığın ise sadece 2. sınıf bir porno senaryosu kadar kaliteli bir orta oyunu. Ve onda bile oynarken sıçıyorsun. Beceremiyorsun. Senin harcın değil demek ki hayat, olunabilecekler ve ne olduğun.
Neden üsteliyorsun? Kabul etmek çok mu zor? Alt tarafı ben bu kadar boktan birşeyim diyeceksin. Sonrası gelir zaten. Zamanla toparlar, farklı felsefi okyanuslara dalar, götünün derdini hassas bir ölçüde unutursun bile.

Ama senden adam olmaz. Neden mi? Dedim ya. Irk hatalı bir ırk. Ayrıca daha aynada kendine bakarken o hissettiğin duygu varken bir sikim değişmez. İstersen aynayı götüne sok, hissiyat değişmeyecektir.

İnsanın kendine yalanlar söylediğini bilmesi ve bunlara inanmaya başladığını farketmesi sıçtığı andır...


~Kabil

Abla onu paket yapalım mı?

Kurumadı gitti üst komşunun oğlu... Sikeyim bu ne ya saatlerdir saç kurutma makinesi sesi geliyor...



~Kabil

7 Ağustos 2012 Salı

Priceless

Her şeyin boktan evrimleştiğini bile bile, geri dönüşüme konusunda azılı bir kafir olmama rağmen, neden hala insan özleyebiliyor?

Neden bu siktiğimin mekanizması sadece varlığını sürdürmesi gereken vakit aralığını kendisi için bu kadar çekilmez, zor ve işkence dolu bir hale getiriyor?


~Kabil

Abduction BOK

Şu siktiğimin gezegeni kocaman bir foseptikten beter. Noluyor anlamıyorum. Diğer tüm uzaylı ırklar boktan olduğuna kanaat getirdiği her canlıyı buraya mı atmış?

Bir varlık, hem önce teşekkür edip hem de sonrasında ilk fırsatta minnet duyduğu kişiyi nasıl satabiliyor saniyesinde? Bu midesizlik sayılmaz mı? Kendi annenle cinsel tecrubelerin olması gibi aynı. Herkes işine geldiği gibi davranıyor ve akabinde "NEDEN İŞLER YOLUNDA GİTMİYOR" diye ağlıyor. Sen hareketlerinin hangisini etrafına bakıp uygun bir şekilde yapıyorsun? İsteklerinin kaçı %100 bencil olduğun gerçeğini barındırmıyor? Hepimiz dünyanın sonu gelsin istiyoruz. Hepimiz bir zombi istilası olsun istiyoruz. Hepimiz uzaylılar gelsin dünyayı yoketsin, insanları kaçırsın istiyoruz. İntihar müptelası olmayanlar da bunları istiyor. Sadece kendileri hayatta kalsa ne güzel olurdu çünkü. Sikeyim öyle gerçekliği, hepimiz ölelim daha nezih olur evren. Hayır istekler bu kadar bencil, bu kadar şerefsiz ama bir kılıfa bile uydurmak yok. Bu kadar mı acizsiniz? Bu kadar mı nefret ediyorsunuz suratlarına "canım arkadaşım/kardeşim" dediğiniz insanlardan? Bu kadar mı iki yüzlüsünüz? Söyleyememe nedeniniz nedir? Toplum ve toplu yaşayış anlayışınızın içine gergedan sürüsü sıçsın öbeklerce. Medeniyet kavramını içine çektiğiniz o boktan karadelik bir yalandan ibaret, yalanlar üzerine kurulu bir ahlak düzeniniz var. Sikeyim sizin kibarlığınızı da insanlığınızı da yaşayışınızı da. 


Gerçekten umarım uzaylılar gelir ve kaçırır bizi. Ve aynı fikirde olabileceğim birileri olur evrende en azından çöp öğütücüsüne atılmadan önce. Mutlu mutlu öğütülürüm.

~Kabil

Abyssal Race

İnsanlar, değer yargıları ve yerine göre olumlu baktıkları boktan şeyler. Gününe göre makul gözüken ahlaksız hareketler, kişisine müstehak bakılan şerefsizlikler ve yerine göre hepinizin melek gibi baktığı o sikik yalanlarınız. Hepinizin üzerine sifon çekmek en hayırlısı olurdu. Bu teorem ile Tanrı diye bir şey olmadığını kanıtlayabilirsiniz. 














-a god has to be fucking wise
~Kabil

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Young Night

Herkesin çok içen bir arkadaşı var değil mi? Herkesin sünger midesi hikayeleri var değil mi? Kim nereye bu kadar çok içiyor? Bu bir moda mı? Bir standardı var ve geçince çok içiyor mu oluyorsun? Kaçınız komaya girdi lan bok beyinliler. Bir de içip içip kusmak marifet midir acaba? İçmediği halde içtiğini söyleyenler daha da değişik. Yaptığınıza marifet değil göt özentiliği deniyor. Sıçmadım ama sıçsam müthiş olurdu gibi bir hevesiniz neden var? Bu kadar mı yollu olur bir insan? Sizin götünüze dayamak çok daha başarılı olmaz mıydı şişeyi? Daha bir keyifli olur sanki o vakit. O tip var çünkü, sen kaldırırsın bu 70liği. Haydi güzelim, haydi yavaştan başlayalım daha bir oturuşta 9 şişe içeceksin ve oturuş kısmı çok mühim... Sana da bu yakışır bokboğazlı kardeşim benim. Delikanlı kardeşim. Baban kaç yaşında tohum ekmiş annene acaba...

Neden çok katlı apartmanlardan atlama modası gelmiyor peki hiç? Azalarak bitseniz? Sifon çeksen çekilmez sizin gibisinin üzerine. Suya yazık. O faturayı öderken ağlarım ben...


~Kabil

5 Ağustos 2012 Pazar

Gotta Love TTnet

Eski modeminizi getirin, şirket sahibinin götüne sokuyoruz! Hiçbir sike yaramıyoruz çünkü!

Annesi kotasız herifler...







~Kabil

Mini Cooper

Süs eşyasıdır. Daha tartışmaya lüzum yok. Mini cooper'ı olanlar, sizler de gidin barbie bebekle evcilik oynayın. Egonuz kabarmıştır, onu traşlarsınız.



~Kabil

Evolving Door

Bir insan göt ise, onu doğrultmaya çalışma. Ahlak kazandırmaya çalışma. Sakince uzaklaş git. Başkası sıçsın çarkına...


~Kabil

4 Ağustos 2012 Cumartesi

Mevlana Görse Bağrına Basardı

Kızının adını Kanser koyan var mıdır?










-tadı adında saklı der geçersin


~Kabil

El ele tutuşsak

Baya baya yalan aslında genellemelerde ki "herkes boktan şeyler yaşar" kaidesi. Herkes yaşadığı şeylerin boktan olduğunu düşünür aslında. Tam anlamıyla ne derdin var bunu bile bilmeden kötü hissediyorsan biraz garip. Hoş bir nokta geliyor, hiçbir sebep olmaksızın çok kötü hissediyorsun. Bir amacın kalmıyor, hiçbir şey istemiyorsun. Ama o farklı bir konu.


Ayrıca insanlar gerçekten kendilerinin boktan şeyler yaşadığına inanmak istiyorlar. Hani "mutlu olmak istiyorum ben. HEYO" falan yalan hep. Herkes boktan şeyler yaşamak ister. HERKES. İçten içe bilirsin çünkü bir anda düşündüğün gibi mutlu olamayacağını. Aklındaki şeyleri gerçekleştirsen bile mutlu olamayacağını bilirsin. Sadece kötü şeyler yaşamış olmayı kabullenirsin ki insanlara anlattığında bir ortak bağ kurabilesin. Evet bu derecede asosyalsin.Öyle ki, toplum kavramından son derece uzak, boktan seçmeli kararlar vermek zorunda olan, küfürlerin az kalacağı kadar şeffaf bir şerefsizliktir insan olmak.

Kötü şeyler yaşadığına inanırsan kendine daha şefkatli davranırsın.
Kötü şeyler yaşadığına inandırırsan kendine daha şefkatli davrandırırsın.

Başka türlü prim yapamıyor insanevladı. ÇOK KÖTÜYÜZ o yüzden birbirimizi çok seviyoruz. Ama ben böyle olduğumuz için topumuzun üstüne benzin döküp yakalım demiyorum. Bunu bu şekilde ayarlayan yetkili mercilere benim lafım aslında. O laf da baya baya uzun, dolambaçlı yolları, gizli kapaklı iş çevirmeleri olan, baya ot bok börtü böcek ve isviçre ulusal hayvanat bahçesi sakinlerinin aksiyonlarını barındıran bir laf...



Ama halen daha tüm insanlık olarak el ele tutuşsak, kıvılcımlar alsa yürüse. Baya bariz bir is kokusu kalırdı arkamızda. Bir eser bırakamadık derdimiz de olmazdı. Gerçi olanın da annesinin aklına karpuz kabuğu soksunlar, gerisini komple sana soksunlar. 

~Kabil

N o t :

Geri kalan insanların hepsinden de nefret ediyorum çoğu zaman. Çünkü onlar insan değiller, benim tanıdığım insanlar yanında. Tanımış olduklarım yanında. Artık olmayanlar karşısında...

Siz de siktir olup gitseniz mesela müthiş olmaz mıydı? Doğal kaynakların ömürleri artar, oksijen tasarrufu yapardık. Hem nüfus ne kadar az olursa o kadar boktan seçim sonuçlarıyla karşılaşırız. Nüfus ne kadar az olursa o kadar zor entrika çeviri insanlar. 4 kişi bir odada otururken pek bir zor çünkü mesela o entrikayı çevirmek. Çevir de sonra seni çevirirler bebeğim.



~Kabil

2992

Hala gün sayıyor olmak çok garip. Hiçbir şey de değişmiyor. Keşke hayat, sonunda ölebileceğin kadar boktan birşey olmasaydı. En azından sadece senin için olmasaydı. Olmamalıydı.

Ben bazen kalbimin kurtlandığını hissediyorum hala ben nefes alırken. Sanırım bir şeyler eksik kaldı. Sanırım bir şeyler asla yapılmadı. Başlanmadı. Sadece lafta kaldı.

Özür dilerim. Bu kadar zamandır dileyemediğim için de bana sövecek olan varsa götüne tekerlekli sandalye girsin diye, her gün nispeten bir tabure hissediyor insan tekerlekleri seçemese de. Detaylar elbetteki gözden kaçıyor, sen başka yerlere baktığın için.

Bazen hayat kabız oluyor benim sığmayışlarımdan bünyeme, bazen ben ishal oluyorum midemi bozan tarihi geçmiş beklentileriyle...



Son zamanlarda bir sıkıntım vardı, bazı şeylerin tamamen yokolmasıyla ilgili. Cennet cehennem zaten hikaye, varsa bile şuan muhattabımız olan yerler değil. Bana yeryüzü lazım, bana canlı kanlı lazım. Birinin bana tokat atması lazım.



~Kabil

Just For You

Dünyada o kadar güzel o kadar sikimsonik müthiş şeyler var ki...

Ve pazarlanışları da bireysel bazda beni ve seni özel göstermek, marjinal hissettirmek üzerine ya hani...

Ayrıca reklamlarda da "bizim için" yapılmış şeyler olarak gözüküyorlar ya bir de...

Antilop sürüsü yıllık üremesini annenizden sağlasın mümkünse. Fiyat biçtiğin anda benim herhangi bir numarası kalmıyor bireyselliğimin. Kimi kandırıyorsun ya, git kumdan kaleler yap onları kumsalda çocuklara itele şerefsiz imalat politikası...





~Kabil

Champ

Pokemon seven insanların horoz ve köpek dövüştürmeye yatkınlığı çok eğlenceli değil mi? Renkli iç dünyanızı sikeyim sizin...



~Kabil

Havuz

Hakikaten yalnız olduğunu düşünüyor her insan*. Bazen ya da çok sık. Ne sıklıkla farkedebilirsen o kadar boktan ağırlıkta... Düzelmiyor da geçmiyor da geçiştirilmiyor da tam olarak. Canın sıkkın ve sen sadece duvarlara kafa atmak istiyorken yapılan bir şaka gibi geçiştirilmiyor yani... İçine işliyor, müptela oluyorsun. Ne kadar çok düşünürsen o kadar alışıyorsun ve alıştıkça kabul etmeye başlıyorsun. O zaman zaten engelleme şansın da pek kalmıyor. Sanki daha önceden varmış gibi. Herkes bir yandan kendi hayatını yaşamak isteyip bir yandan da insanlarla beraber olmak istediklerinde ortaya sifonu bozulmuş bir klozet manzarasını andıran mide kaldıran bir paradoks çıkıyor. Kalkıp küfür edebileceğin biri de kalmıyor genel düzlem haricinde. Ayrıca böyle müthiş hayatlar yaşıyormuş gibi fotoğrafları olan ve etrafta bu kafada dolaşıp o şekil davranan insanların iç dünyalarını annelerini ve annelerinin iç dünyalarını çok merak ediyorum. Yalan çünkü bunu ikimiz de biliyoruz. Sen sadece bazı yalanlara daha çok katlanabiliyorsun, bense o yalanları katlayıp götüne sokmak istiyorum senin. İçin dışın bir olsun, toplanıp üstüne sıçalım istiyorum senin. Hatta toptan bir havuz yapalım, ortada yüzer serinlersin. 




*Bunda haklısın inanmazsın.


~Kabil

last hope

siktir et

~ Habil

2 Ağustos 2012 Perşembe

O' Brother

Benzin kokuyor.

Konuşuyoruz, tartışıyoruz ve fikir ayrımlarına düşüp bazen aynı noktalarda buluşuyoruz. Tam anlamıyla asla tanışamıyoruz. Tam olarak asla birbirimizin haklarına saygı gösteremiyoruz. Asla anlaşamıyoruz aslında. Çünkü sen senin istediğin gibi müthiş olsun istiyorsun herşey ben de benim istediğim gibi sikik iç yüzü ortaya çıksın istiyorum dünyanın. Farklı şeyler istiyor, düşünüyor ve kabul ediyoruz. Bu bizim insan ilişkilerimizdeki sevimli muhabbet ortamlarını ve havadaki bok partiküllerinin tadını alabildiğiniz saygısız tartışma ortamlarımızın doğmasına sebebiyet veriyor. Ama herşeyi geçtim, en yakın arkadaşından tut, akrabandan tut, normal sadece tanıdığın insana kadar... O kadar kolay ki. Paramparça olması. Kimse seni sensin diye sevmiyor ki. Seni "sen onu dinliyorsun" diye seviyor insanlar. Siktiğimin hayatında tam anlamıyla değer vermek nedir bilen bir kişi göremedim henüz. Belki ben yanlış biliyorumdur ne anlama geldiğini, ne ifade etmesi gerektiğini. Doğal olarak içimde şemsiye gibi açılan, büyüyen bir beklenti oluşuyor. Sen de bunu karşılayamıyorsun tabii.



Ufak geyiklerin ciddi konuşmalara, oradan tartışmalara ve kavgaya dönmesi çok kolay aslında. Bu evrim skalasını birebir gözlemlemek istesen bir arkadaşınla çok rahat gözlemlersin. Ama eline sadece "haklıymış" demek geçer çünkü bazen ciddi hasarlar da bırakabiliyor. Herkesin birer damar muhabbeti vardır. O konuyu açıp o damara basarsan çok başka bir insan olurlar. Hani kalkıp önceki gün "abi bu vodka da benden ya sen ne güzel adamsın" diyen herif bugün sana "siktir git ordan amına koyayım sen sanki çok biliyorsun, sen sanki çok bir sikim yapıyorsun" diyor adamın aslen uğraştığı bir konuda ciddi bir eleştiride bulunursan. Bir anda eşekten beter bir hale geliyorsun..


O kadar ki sen sadece bir kıvılcım ver, o patlar zaten. O kadar da ince bir bağ var evet. Sikeyim sizin arkadaşlığınızı, sikeyim sizin dünya görüşünüzü. Görüşünüz daralsın götünüze girsin iplik beyinliler... 


Bu kadar kolay mı her şeyi hiçe saymak ya da unutmak?

Hayvan dediğin nedir? 

Arkadaş dediğin nedir?






~Kabil

3rd Block

Arkadaş dediğin insanlar ve gezmeyi sevdiğin yerler bir süre sonra, sen hayatın rezarvuarında diplere çekildikçe alışkanlıkmış gibi geliyor. Alışkanlık ve tanıdık bir yalan hissiyatı. Ucuz geliyorlar, yalan geliyorlar. Anımsattığı şeylerle beraber sadece sinir bozmaktan öteye gidemiyorlar bir süre sonra.

Zamanla insanların gerçekten yapamadıkları veya tutamadıkları sözleri açıklarken ortaya koydukları sebepler yalan geliyor.
Zamanla istediklerini söyledikleri şeyler sadece özenmek ve heves etmek gibi algılanıyor.
Zamanla onları üzdüğünü söyleyen şeyler sadece dikkat çekmek için uydurulmuş ya da abartılmış bok tohumları gibi gözüküyor.

Bazı yerler, hayatlarınızın dönüm noktalarında background manzaranız olmuştur. Oralara gittikçe o olayları hatırlarsınız, söylenenleri veya yapılanları. Biraz garip bir histir, biraz sikik bir histir ama gerçek gelir. Şimdiki zaman asla gerçek gelmiyor. Neden sadece sikik bir rüyadaymış gibi hisseden sadece bir ben varım gibi düşünüyorum? Bazen yaptığım şeylerin hiçbir anlamı olmuyor. Bazen attığım adımların hiçbiri beni ileriye götürmüyor. Ben sadece geçmişe bakıp "Amına koyayım böyle hayatın" diyebiliyorum. Geçmişim de çok muhteşem değil belki ama şuan ki bok çukurundan daha güzel hissettiriyor geçmişe bakmak. Neden eskiden daha rahatmışım gibi hissediyorum? Sadece geçmişte daha gerçekti herşey. Tek fark o. 

Ama bana şimdiki zamanı bir yalan olarak algılatan şey, insanların çoğunluğunun katıksız birer yalancı olmaları. Gergedan götüne benzer ağızlarını açtıklarında iç dünyalarının kokuşmuşluğu arasında gizli bulaşıcı bir hastalık benzeri yalanlar çıkıyor sadece. Gündelik işlerini anlatırken bile araya ne kadar abartı ne kadar yalan sıkıştırdıkları bile efsanevi derecede şaşırtıcı. Neyden keyif alıyorlar? Hepimiz onlara mı bakalım? Hepimiz merak mi edelim onları? Herkes mi onları sikmek istesin hep? Ne olsa da rahatlasalar gerçekten bilmek istiyorum, hayır yani bildiğimiz eski üsul kafa-bacak sokma rituelleri ile düzelecekse bu olaylar yavaştan başlayabilirim. Hatta hayrına tanımadığım kişilerle de ilgilenebilirim. Belki yavaş yavaş gerçeklik algım şimdiki zamanı kabul eder ve ben rahatlarım.



~Kabil

Bok Kokusu

Mesela mis bok kokuyor her taraf bazen
 Sifonu çekesim geliyor.

Başından aşağı
Sanırım o sırada çıkan metan gazının kokusu elimde ki sigarayı yakıp 
sonra da yanan çakmağı üzerine atmama sebep verebilir.

Sigarayı atmam yazık nimet o...

Sen bunu okurken....

Dip not: Bok at izi kalsın, sen sile dur ben bitince gene atarım.
~ Habil