13 Temmuz 2012 Cuma

Sifon Bozuk


Özlemek çok boktan bir duygu. Özellikle bir noktada eğer dindiremiyorsan, özlediğine karşı duyduğun susuzluğunu geçiremiyorsan eğer, o kadar boktandır ki anlatsam istanbulu bok götürür. Bazı şeyleri farklı anımsarsın, bazı konuşmalar değişir, hissettiklerin eğilip bükülür ve sen salak salak sadece ne nasıl neden gibi şeyleri düşünürsün. Hiçbir boka derman olmayacağını bildiğin halde.


Özlersin, geçmişte kaldığını bildiğin için ancak üzülebilirsin elinden daha yetkin bir şey gelmez hayatına ve kendine dair. Merak edersin ara ara. Bazen de "sana dair" ne varsa unuttuğunu sanki yaşamamışsıncasına esgeçtiğini görürsün. O haliyle de mutludur -ki insanevladı nüfusunun genelinin içinde bir şekilde mutlu olmaya çalışmak, öyle gözükmek ve mutlu olmak yatar- o haliyle de güzeldir onun hayatı. Bunu görmek dahi seni üzebilir çünkü bu biraz kıskançlık gibidir. Olur ya birileri sinemaya gider, arkadaşların falan, anlatırlar harikaydı diye. Hafiften bir üzülürsün ya ben de gitseydim ya keşke beraber altyazısı içinde, onun gibi aynen. Bu hissiyatı sadece eski bir sevgili için hisseden de varsa veya sadece o kefeye dolduruyorum sanan varsa da şu blogdaki satırları tek tek ölçüp biçsin. Ben bir şekil ayarlarım ona, rahatlar rahatlarım rahatlarız gerçekten. 


Boktan olan sanırım görememek. Hani hayatının herhangi bir evresinde yer almayacağını bildiğin halde onun nasıl olduğunu görüp kısa da olsa bir can sıkıntısı yaşayabiliyorsun ya, onu yaşayamamak. Görememek. Bilmemek. Bu gerçekten çok sinir bozuyor. Siktiğimin hayatında en çok sinir bozan şeylerden biri olabilir bu. İçinde kalması gibi de değil bu. İçinde açılması gibi... 


Bazen de background tınısı ekleniyor buna. Zaten ara sıra farkediyorsundur birilerinin eksikliğini, şimdi hala burada olsalar nasıl olacağını düşünüyorsundur. Bazen de düşünmüyorsundur. Ama bazı salak şarkılar çaldığında anısı olan, o zaman zorunda kalıyorsun. Neden mi? Çünkü başka hiçbir şeyle uğraşamayacak kadar kitliyor seni. Nerede olduğunu da unutabilirsin, hangi zamanda olduğunu da şaşırabilirsin. O an için önemi kalmaz çünkü sen başka bir andasındır. Ya eskiden yaşanmış kusursuz bir andasındır ya da asla tekrarlanmayacağını bildiğin için onun yerini doldurmaya çalışacak ve asla başarılı olmayacağını adın gibi bildiğin adeta ukelalık yaptığın gelecek bir çok anlardasındır. 


Boktandır. Zürafa boy verse daha az zararlıdır. En azından 1 an diyip geçersin. Bunu geçemezsin. Bu senden geçerse geçer sadece ve inan bana lanet, yapışkan, göt suratlı bir misafir gibidir özlemek... Suratına baksan bir türlü, kendi haline bırakmaya uğraşsan bir türlü. Uzun süre önce kurumuştur, yer etmiştir. İstediğin kadar sifon spamle, gitmeyecektir.



~Kabil

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BOK AT!