Ve o biri her zaman eziyet eder.
Şu an itibariyle hiçbirşey yapmak olası değildir ve çok fazla "şuan" yaşarsın...
Hani asla söylemezsin ya. Söyleyemezsin değil, söylemezsin gizlersin. Salak gibi saklarsın. Hatta balık beyinlilik yapıp unutacağını falan düşünürsün...
Ama biri hep orada durur, görüş alanının tam limit çizgiside durur ve o noktadan gözüne batar. Öyle bir batar ki canın acır bakmak istersin. Ama kendini tutarsın. O noktada sen ve ben, kaybediyoruz dostum bilincimizi. İşte o anda saçmalıyor, bir anda foseptiğe çeviriyoruz zihnimizi. Herşey intihara meğilli domino taşcıkları gibi dökülüyor. Löp löp. Yumuşak bok gibi klozet dibine çarpıp dağılıyoruz arkadaşım. Asla istediğine ulaşamıyorsun. O biri için elinden geleni de yapsan olmuyor. Söylesen de birşey değişmiyor güven bana. Siktiğimin hayatında, zaman hızlı geçiyor ama saniyeler bazen çok uzun sürebiliyor. Denedim biliyorum. Söyleyince de birşey değişmiyor...
Hani bilgisayar oyunları gibi olsa ya insan ilişkileri... Belli gereksinimleri olsa? Bende cibiliyet 3.2 var kaldırıyor diyip konuşsam olmuyor mu? Böyle olmasa dahi gereksinimleri elbet karşılarım. Anlamaz tabii asla ama karşılanır o sorun değil. Sorun dönüp dolaşıp birinin sana eziyet etmesi oluyor. Çünkü o "biri" hep "biri" olarak kalıyor. Ve asla değişmiyor. Ancak gidiyor hayatından. Hani çıkıp uzaklaşıyor bir daha görmüyorsun. Sonra bir gün başka bir yerde bir dolmuş sırasında yine biriyle karşılaşıyorsun...
Hep biri olur...
Hep biri eziyet eder.
Eskilerin üstüne sifon çeksen de, eşzamanlı sıçıyorsun zaten.
~Kabil
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
BOK AT!